Fransız kültürüyle kendini harmanlayan ve bunu eserlerine yansıtan genç kadın sanatçımız Ceren Kılıç ile söyleşi…
1-Yaratıcı tarafını göz önüne alırsak, kendini nasıl tanımlarsın?
Yüksek enerjili, hayalperest, gizemli ve samimi biriyim ve çok spontan yaşam tarzını severim. Detaylarda daha plancı bir yapım var.
2-İki yönlüsün; tasarımcı ve fotoğrafçı. Bu iki farklı sanat dalının disiplin farkı nedir?
Digital kolajlarda yaratım süreçleri farklı. O ilham ve sabırı hissettiğim zaman masa başına oturuyorum. Ama fotoğraf yanı başımda ve ona ulaşmak daha kolay. Kısa bir kol hareketimle ulaşıyorum. Ama çıkan sonuçların orantısı aynı. Fotoğraf benim için susadığımda bir bardak su içmek gibi ulaşılabilir, ama kolajlarıma gelince daha zahmetli, kalkıp bir kahve hazırlamak gibi. Fotoğraf çekerken hiç yılmadım, ancak kolajlarda tıkanıklık yaşadığım oldu.
3-Illüstrasyona nasıl başladın?
İş hayatına tekstil sektöründe artwork designer (t-shirt üzerine baskı tasarımı) olarak başladım. 7 yıl bu sektörde çok yoğun çalıştıktan sonra daha özgür ve yaratıcı olma sürecini ararken kendimi işten ayrılırken ve eve kapanmış ve birşeyler yaratma zorunluğunda hissettiğim bir dönem oldu. Daha sonra 50’li ve 60’lı yılların moda akımı ilgimi çektiği için internette bununla ilgili görsel araştırırken aklıma bu eski old fashioned görsellerle daha modern çizgiyi birleştirmek geldi. Böylece yaptığım kolajlar doğdu.
4-Çalışmalarına uzay teması ve geometrik çizimler hakim. Uzay sana ne ifade ediyor? Neden uzay?
Öncelikle küçüklüğümden beri gökbilimine ilgim var. Özellikle de 2008 yılında maya kehanetleri konusu ile ilgili fazla ilgilenmiş akabinde, Virginia Essene ”Galaktik İnsan” ve Carl Sagan ”Cosmos”nu izleyip okuduktan sonra uzaya olan merakım ve bu görselleri işlerimde kullanma isteğim arttı.
5-Farklı ve baskıcı iş ortamından çıkıp kendi özgür ortamında üretim yapmak illüstrasyon çalışmalarında ki yaratıcılığı nasıl etkiledi?
Aslında farklı ve baskıcı olsa bile onunda katkısı oldu. Sabır konusunda gerçekten bana katkısı yüksek. İş hayatıma evden devam etmekse kesinlikle yaratıcılığıma inanılmaz bir hız ve karakter kattı.
6-Fransa’da tasarım eğitimi aldın. Peki o dönemde eserlerini etkileyen sanatçı, akım, ya da durumlar nelerdi?
Fransa’da kuzenim Beaux Arts Paris’te okuyordu. Onun resim atölyesinde vakit geçirmek benim için inanılmaz bir deneyimdi. Öyle bir şehirde yaşamak zaten sanata bir adım ötede olmak demek. Sokakta dolaşırken bile sanata ve hayata bakış algın değişiyor. Etkilendiğim sanatçılar elbette oldu. Sonia Delaunay, Paul Klee, Matisse ve daha birçok sanatçı ilham kaynağım oldu.
7-Bildiğimiz bazı akrilik boya tabloların var. Çok yönlüsün. Birden fazla kola ayrılmak yaratıcılığını nasıl etkiliyor?
Aslında sadece fotoğraf ve grafik tasarımla ilgiliyim. Resimi terapi amaçlı yaptım. Hiçbir zaman ticari olarak düşünmedim. Zaten abstract çalıştım. O dönem içimdeki kaosu yaptığım abstract desenlerle ortaya çıkarttım.
8-Son dönemlerde fotoğrafa ağırlık veriyorsun. Makinan nedir? Lens tercihin nedir?
Makinam çok büyük tesadüf eseri doğum tarihime denk gelen eski bir Canon AE-1 program ile başladım. Bir süredir Canon A1 ile fotoğraflamaya devam ediyorum.
İki lens ile çekim yapıyorum. Biri 35mm diğeri de 50mm.
9-Kullandığın ışık ve tekstür farklı. Daha gizemli ve yumuşak ışık hakim. Bunu nasıl elde ediyorsun?
Benim için fotoğrafta çektiğim karenin fazla görünür ve anlaşılır olması beni rahatsız ediyor. O yüzden de ışık oyunları ve doğal yöntemlerle farklı tekstürler yaratmayı seviyorum. Gizemli ve hayali bir dünya ortamı yaratmak bana çok keyif veriyor.
Yansımaları, ışıkları, açıları doğru kullanıyorum. Hayal ettiğim fotoğrafa ulaşmak için ışık, flash ve stüdyo ortamı kullanmadan tamamen doğal yollarla hayalimdeki fotoğrafa ulaşıyorum. Ortam bana ne veriyorsa onu kullanıyorum: Gölge varsa gölge; güneş ışığı varsa güneş ışığını kullanıyorum.
10-Fotoğraflarında renk seçimlerin nedir?
Pastel tonlar ve modellerin kıyafetlerinin siyah, beyaz ve mavi tonlarında olmasına dikkat ediyorum.
11-Fotoğraflarında portre ve doğa hakim. Özellikle fotoğraflarında duygusal derinlik var. Bunu özellikle mi seçiyorsun yoksa çekim esnasında modellerinin ve atmosferin etkisi oluyor mu?
Kesinlikle akılda kalıcı kareler çıksın istiyorum. Gizem ve ışıklar içinde kaybolan portrelerin akılda soru işaretleri bıraktığını düşünüyorum. Bu sayede akılda kalıcılığını sağlıyorum. Tabi güzellik önemli ve karşımdaki insanın kendinin o güne kadar keşfetmediği güzel halini ortaya çıkartmayı seviyorum.
12-Yerli ve yabancı çok fazla illüstratör ve fotoğrafçı var. Senin takibinde olanlar kim ya da kimler var?
Illüstratör olarak Julien Pacaud; fotoğrafta Peter Lindbergh, Martin Parr; resimde de Jim Darling vs.
13-Kişisel sergi açmayı düşünüyor musun?
Birgün çok isterim.
14-Şu an ağırlıkta olan fotoğraf dışında illüstrasyon çalışmalarına dönecek misin?
Şu an fotoğraf üzerine yoğunlaştım.
15-Illüstrasyon mu fotoğraf mı? Neden?
2016’dan beri fotoğrafa olan ilgim gittikçe artıyor ve şu an hayatımı kaplayan ileriye dönük hayallerim ve projelerim hep fotoğraf odaklı birikiyor.
Instagram: cerenkiliclia
Cargo collective: dreampaper
İstanbul’un sıcağında içimi serinleten bu güzel röportaj için kendim ve okuyucularım adına sana teşekkür ediyorum.