Galerist, temsiliyetini üstlendiği, fotoğrafa farklı yoğunluklarda yaklaşan farklı kuşaklardan üç sanatçının – Nil Yalter, Şahin Kaygun ve Yusuf Sevinçli’nin eserlerinden bir seçki sunuyor.
Şahin Kaygun (1951-1992), baskıların hassas yüzeyini çizerek, boyayarak ve kazıyarak dünyalar hayal eder. Onları boya ve kimyasallarla işleyerek foto-pentürler yaratır ve polaroidleri mozaik benzeri kompozisyonlar oluşturacak şekilde bir araya getirir. Kaygun, yalnızca güncel olmakla kalmayıp, ileri görüşlü bütünlüğüyle de şaşırtıcı olan bir çalışmalar bütünü ortaya çıkarır. Kendine özgü bir kelime dağarcığı geliştirerek Türk fotoğrafında öncü bir figür olarak yer edinir. Genç kuşaktan bir Kaygun hayranı olan Yusuf Sevinçli (d. 1980), siyah beyaz fotoğraflarında rüyayı andıran bir atmosfer yaratır. Bu son derece kişisel görüntüler, zamansızlık hissi ile kolektif mekânlardaki bireysel anıları vurgulayarak mekânı ve zamanı belirsiz bırakır. Fotoğrafa farklı dönemlerden bakan iki isme, temel üretim yöntemlerine eşlik etmek üzere fotoğraf aracını kullanan, Türk sanatının en önemli isimlerinden biri eşlik eder; 1970’lerde Fransız feminist sanat hareketinin öncüsü ve 1960’ların sonlarındaki Fransız karşı kültürünün ve devrimci siyasal hareketinin parçası Nil Yalter (d. 1938), toplumsal cinsiyet ve Türkiye’li göçmen işçiler hakkındaki tartışmalarla ilgilenir. Bu toplumsal hareketler ve etnografik bilim, sanatçının 1970’lerden itibaren video, fotoğraf, performans ve enstalasyonlarını kendine özgü, bütünlükçü bir estetik biçiminde etkiler. Galerist, 1978 yılındaki bir performans serisinden belgesel fotoğrafları ve metinleri bir araya getiren işleri sergiliyor. Fotoğrafa yönelik birbirinden farklı bakış açılarını sunan seçki, yalnızca bağlamsal bir takip değil, aynı zamanda sanatçıların fotoğraf yaklaşımının kapsamlılığını da ortaya koyuyor.
Fransız feminist sanat akımının ve video sanatının 1970’lerdeki öncü temsilcilerinden olan Nil Yalter
(d.1938, Kahire) lise öğrenimini İstanbul Amerikan Robert Kolej’de tamamladı. Bu dönemde dans, tiyatro ve resimle kendini ifade eden Nil Yalter pantomim yapmaya başladı ve yürüyerek gittiği Hindistan yolculuğunda da bunu sürdürdü. Sanatçı 1965’te Paris’e taşındı. 1960’ların sonundaki Fransız karşıt kültür ve devrimci siyasal akımlarında etkin bir şekilde yer aldı. Göçmen kadın olma karakteristiği ile özdeşleşen Yalter, kültürel kimlik, etnik köken, göç ve feminizm gibi sosyal unsurları merkeze alan ve farklı medya kullanımıyla karakterize edilen kapsamlı çalışmalar üretir. Türkiye’de ilk interaktif sanat eseri üreten sanatçı olan Yalter, izleyicilerini de dahil ettiği çok sayıda projeye imza atmış, fotoğraf, belge, video art ve performanslarla belirli coğrafyalarda insan haklarının hassasiyeti konusunda mesaj vermeyi başarmış ve geniş bir kitle tarafından görünürlük kazanmıştır. 70’lerden itibaren ürettiği video, performans ve yerleştirme çalışmalarında hem bu toplumsal hareketlerin hem de etnoloji biliminin etkisi, sanatçıya özgü çoğul bir estetik içerisinde gözlemlenir. Nil Yalter 2024 senesinde Venedik Bienali tarafından Altın Aslan Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne layık görüldü. Eserleri, Tate Modern, Centre Pompidou, Ludwig Müzesi, Long Beach Müzesi, Istanbul Modern ve Fonds National d’Art gibi pek çok kurum koleksiyonunda yer almaktadır.
Şahin Kaygun (1951 – 1992) İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu’nda Grafik eğitimi alır. Üniversite yıllarında fotoğrafla ilgilenen sanatçı için grafik ve fotoğraf birbirini besleyen iki alan olur. 1970’lerin sonlarında deneysel müdahaleler yaparak fotoğrafı resim ile yakınlaştırır; fotoğrafların hassas yüzeylerini kazır, renklendirir, çizer ve çeşitli boyalar uygular. 1980’lerde çalışmaya başladığı Polaroid’leri üst üste ve yan yana çeşitli aranjmanlarda yerleştirerek sinematografik düzenlemeler yapar. Fotoğraf, grafik, sinema, resim gibi alanları harmanlayarak çağdaş ve disiplinlerarası bir dil oluşturan Kaygun, Türk fotoğrafının avangard isimlerinden biri olur. Şahin Kaygun’un İstanbul Modern’de 2014 yılında gerçekleşen geniş kapsamlı sergisi takiben, son kişisel sergisi 2022 yılında ‘Oblique’ ismiyle Galerist’te açılmıştır.
Yusuf Sevinçli’nin (d. 1980) siyah-beyaz fotoğrafları, sanatçının öznel tecrübelerini ve o günleri saran duygularını aktarır. Bir rüyayı andıran atmosferlerinde zaman ve mekan muğlaklaşır; ortak alanlara ait olduğu kadar kişisel de olan anılar öne çıkar. Bu imgeler, zamansız oluşlarıyla izleyiciyle yalın bir bağ kurar; hem estetik hem biçimsel açıdan Sevinçli’nin fotoğraf tarihine duyduğu saygıyı ve bu tarihle kurduğu yoğun ilişkiyi ortaya koyar. Sevinçli, aralarında Rencontres d’Arles, Arles, Fransa; Le Botanique, Brüksel; Galerie Les Filles du Calvaire, Paris; Arter, İstanbul; Angkor Festivali, Kamboçya; İstanbul Modern; Gallery Boavista, Lizbon; Atelier de Visu, Marsilya’nın da bulunduğu çok sayıda kurum ve sanat mekanında kişisel ve grup sergilerinde yer aldı. Sevinçli’nin yayımlanan kitapları; Good Dog, Filigranes Editions, 2012; Marseille [Marsilya], Le Bec en L’air, 2014; Walking, Filigranes Editions, 2015; PUT, Fail Books, 2017; Oculus, Galerist Yayınları, 2018; Tourmaline, InCadaques Festival Yayınları, 2020; ve son olarak Tumult, Galerist Yayınları, 2023.