Yaşamını anılarla inşaa eden insan ve onun yerleşik hayata geçişten sonra ulaştığı uygarlık düzeyinin bir sonraki aşaması olan kent yaşamı, sanatçılar için verimli kaynaklarla doludur. Antik dönemlerden yirmi birinci yüzyılın dijital dünyasına kadar pek çok farkı model ve demografik yapıyla gelişen uygarlıklığın yuvası kentler, insanla ilgili antik ve modern pek çok izi geçmişten geleceğe taşır. Günümüzün değişen dünyasında, göçlerle artan nüfus yoğunluğuyla, altyapı ve ulaşım sorunlarıyla, kentsel dönüşüm adı altında yapılan vahşi yıkım ve rant odaklı modernleşme çabalarıyla, hafızasını ve dokusunu kaybeden kentler, burada yaşayan insanlar için cazibe ve medeniyet merkezi olmaktan çok sorunlarla boğuşulan çıkmaz bir labirente dönüşmüş haldedir.
“Kenarda Hazinelerim Var” sergisi kentleşme olgusunu yıkıcı doğasının en çok hissedildiği merkezlerden olan Ankara’ya ve kentsel dönüşümün en yoğun şekilde değiştirdiği semtlerden olan Dikmen vadisine odaklanır. Merkezden kenarlara doğru genişleyerek gelişen kent dokusu içinde, değişen demografik yapıyla köy konumundan zamanla uzaklaşarak, Ankara’nın merkez semtlerinden biri haline gelen Dikmen, sahip olduğu doğal vadilerin de park alanı olarak düzenlenmesiyle, deforme olmuş bir kent tasarımının parçası olur. Bu süreçte rekreasyon alanları ve dikey beton ormanları içinde sınırlandırılmış, şimdilik kontrolsüz alan olarak kalmış ara bölgede, değişen çevre şartlarına rağmen varlığını sürdüren bir yaşam devam eder. Evlerden kalan yıkıntılar, yaşantılardan kalan objeler, bitkiler ve hayvanların yer aldığı bu ara bölge, sergi projesinin odağını oluşturur. Rezzan’ın anlatımıyla proje “Dikmen Vadisi’nde yapılan yürüyüşler aracılığıyla buluntu nesne ve bitkilere ve vadide gerçekleştirilen performansların kayıtlarına yer verir. Bu çalışma insan aktivitelerine ait materyalleri toplayarak kayıt altına alan, kontrolsüz alan bitkilerini inceleyen bir araştırma atölyesi sunar. Sergi sürecinde ve sonrasında kent yürüyüşleriyle açık birer atölye mekanına dönüştürülen proje böylece izleyiciyi de araştırmanın bir parçası haline getirir.”
Sergi izleyiciye, yok olmakta olan bir yaşam biçiminin, flora ve faunanın kalıntılarını, arkeolojik hazineleri izler gibi seyretme imkanı sunar. Envanter fişleriyle, fotoğraf ve videolarla kayıt altına alınan bu buluntular, kentin geçmişine dair çok yakın zamanda hafızanın insafına bırakılacak bu dokuyu görebilmemiz için bir çekim alanı yaratır.
Rezzan Gümgüm’ün “Kenarda Hazinelerim Var” sergisi 27 Ekim- 13 Kasım arası Ankara’nın bağımsız sanat mekanı Tosca Art & Design’da izlenebilir ve devam eden proje, kenardahazinelerimvar Instagram hesabından takip edilebilir.
Kentlerdeki bu olumsuz yapılaşmalar haricinde sürekli tarım alanlarıda yerleşime açılıyor ve rant birilerine hizmet ediyor.Bu gibi durumlarada çevremizde sürekli şahit oluyoruz.