Ali Demirci
Ali Demirci

Portfolyo: Ali Demirci

20 Temmuz 2024

1990 yılında İstanbul’da doğan Ali Demirci, 2018 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Resim Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. 2020 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Resim Ana Sanat Dalında Yüksek Lisans eğitimine başladı ve “Modern Türk Resminde Yeni Figüratif Eğilimler ve Grotesk Anlatım” konulu tez çalışmalarını sürdürdü. Yurt içi ve yurt dışı grup sergilerinde yer alan Demirci, 2023 yılında Guga Contemporary ile çalışmaya başladı. Ali Demirci çalışmalarına İstanbul’da devam etmektedir.

Sanatsal Görüşü

Çalışmalarımı insan ve hayvan figürlerini harmanlayarak grotesk bir üslupla resmediyorum. Toplumsal, politik, inanç, kişilerin oluşturduğu ahlak anlayışları, halkın yozlaşması vb. konular resimlerinin ham maddesini oluşturuyor. Bu olaylar zincirini resmederken genellikle daha şenlik havasında ve kişiye güzel görünecek biçimde resmediyorum. Bunu tıpkı yandaş veya bastırılmış bir medyanın çalışma biçimi gibi yapıyorum.

Hoş gösterilmeye çalışan bir sahnenin arkasında gösterilmemeye çalışan fakat birçok eksiği ile orada yer alan bir karanlık var. Daha sonra tez araştırmalarımı yaparken Rus filozof ve edebiyat teorisyeni Mihail Bahtin’in Orta Çağ şenliklerinden yola çıkarak oluşturduğu Karnavaleks kuramıyla tanıştım bu aslında çalışmalarımda oluşturmak istediğim sahneydi, Bahtin’in bu konuyla ilgili yazdığı kitapları ve bu konu üzerine başka kişiler tarafından yazılmış olan makaleleri okudum ve kendi karnaval sahnelerimle eleştiri içerikli çalışmalarımı oluşturmaya başladım. Karnavallar, bir sahnesi olmayan izleyici ve gösteriyi sergileyen arasında ayrımın yapılmadığı, her kesimin katılımını gerekli kılan şölenlerdir. Şenlikler devam ettiği sürece mertebe ayırt edilmeksizin herkes karnavaleks bir yaşam sürmektedir.

Bahtin, kuramında groteski karnaval ve gülmeyle ilişkilendirmiştir ve bu bağlamda karnaval bir biçim olarak çok karmaşık ve değişkendir. Bahtin’e göre karnaval, hayatın ters yüz edilmiş halidir ve iktidarı olan her şeyin güçten düştüğü bir sahneyi temsil eder. Karnaval imgesinde yaşlıyla genç, ölümle yaşam, tavanla taban, ön ile arka, övgüyle sövgü, onaylamayla yadsıma, trajik ile komik aynı anda bulunur. Bahtinin ifadesi ile bu durum, zıtların birbirini tanıması yansıması ve bunun tanımlanmasıdır. Karnaval özgünlüğü ise karnavalın sanatsal uzam ve zaman anlayışıdır. Bahtin, karnaval konusunu doğru değerlendirebilmemiz için, modern zamanlarda görünen biçimiyle maskeli baloların bu kapsam altında incelenmemesi gerektiğini özellikle belirtmektedir. Ona göre karnaval, geçmiş yüz yılların dünyayı tek büyük bir performans biçimi olarak algılamasıdır. Bu doğrultuda Bahtin, farklı bir anlayışla groteskin sergilenme alanı olan karnavalı, insanları korkudan uzaklaştıran, kasvetli ifadeye ve ciddiyete karşıt duran bir görüş olarak sunmuştur. Bu korku durumuna karşıt olarak karnaval, groteski tüm otorite biçimlerinin ciddiyetinden özgür kılmaktadır. Karnaval, Orta Çağ ve Rönesans boyunca Avrupanın tüm bölgelerinde görülmüştür. Bahtin, groteskin karnaval yapısında gündelik hayatta korku veren her şeyin, eğlendiren ve gülünç canavarlıklara dönüştüğünü ifade etmektedir.

Karnavallarda, kadınlar erkek, erkeklerde kadın gibi giyinirlerdi, din adamları vahşi kostümler giyerek halkın arasında yer alırdı, bu giysilere maskelerde eşlik ederdi. Maskeler, gündelik hayattaki sınıf farklılıklarını ortadan kaldıran önemli unsurlardan biri olarak görülmekteydi ve kişilere yeni kimlikler kazandırırdı. Bahtin karnavalı duyumsal biçimler ve sembolik bir dil olarak tanımlamaktadır. Karnaval günümüz tiyatro sahneleri gibi sergileyen ve izleyenin olmadığı şenlikler devam ettiği sürece herkesin katıldığı şölenlerdir. Karnavalda herkes katılımcıdır ve gerçekleşen eyleme katkıda bulunur.

Sunulan bir gösteri yoktur katılımcılar karnavalı yaşarlar. Şenlikler devam ettiği sürece ast-üst ayırt edilmeksizin herkes karnavaleks bir yaşam sürmektedir. Karnavaleks yaşam süregelenin dışına çıkmak olarak adlandırılır. Bahtin bu durumu dünyanın öteki yüzü olarak adlandırmaktadır. Günlük yaşantıda yer alan her türlü kural, yasak ve kısıtlamalar karnaval süresince görmezden gelinir. Karnavalın ilk askıya aldığı kural ise karışıklıklara sebep olabilecek hiyerarşidir. Karnaval süresince insanlar arasındaki mesafeler kaldırılır ve insanlar arasında özgür ve yakın bir ilişki kurulur. Bu durum karnavalın gerekliliğini sağlaması için en önemli unsurlardan biridir. Gençler yaşlılarla, krallar soytarılarla, efendileri köleleriyle birbirinden korkmadan iletişim halinde olurlar. Bahtinden sonra karanavaleks ile ilgilenen bazı edebiyat kuramcıları, Bahtinin karnavalının hiyerarşik düzenin üst seviyede olduğu Orta Çağ Avrupası olduğunu ifade etmektedir. Bahtin için karnaval çok karmaşık yapıya sahiptir, dönemden döneme, farklı halklar ve kurumlar arasında işleyişi değişmektedir. Richard Schechner, Bahtinin tehlikeli totaliter Stalinizmin hükmünün olduğu dönemde bu şekilde düşünüp yazmasının doğru olduğunu söylemektedir. Ancak günümüz dünyasında baskıcı yönetimlerin yerini demokratik, sözde demokratik ve özgür toplumlar almıştır. İnsanlar yeni dünya düzenlerinde düşüncelerini özgürce ifade ederek belirtebilme hakkına sahiptirler veya bu hakka sahip görünümü altında yaşamlarını sürdürmeye devam ederler. İnsanların bu tür hakları varsa günümüzde düzenlenen karnavallar kime karşı veya hangi baskıcı otoriteye karşı dışa vurum amacı gütmektedir sorununu karşımıza getirmektedir. Schnechere göre bu sorunu çözmenin iki farklı yolu bulunmaktadır:

Sözde demokratik toplumlardaki gerçek güç denge ve ayarlamalarının neler olduklarını merak etmek, ikincisi ise karnavalı geçmişin totaliter ve hiyerarşik toplumlarına olmasa bile günümüzün demokrasi adına baskı empoze eden rejimlerinde geçici demokratik illüzyonlar ve rahatlamalar sunan bir çeşit mizansen olarak algılayıp incelemektir (Schecner, 2004: 3).

Bu bağlamda karnavaleks, günümüzde bilinen daha çok eğlence amacı güden etkinliklerden uzak yeni bir söylem ve bir çeşit karşı koyma ilkesidir. Bu durum Bahtinin deyişiyle zıtların birleşip birbirine bakması, birbirine yansıması ve birbirini tanımasıdır. Bahtine göre gülen hakikat, iktidarı itibarsızlaştırır ve Orta Çağdaki soytarı itibarsızlaştırılmış hakikatin habercisidir. Gülme otoritelerin tahammülsüz ciddiyeti karşısında direnmeyi ifade eder, gülme direk olarak grotesk ile ilişkilidir ve ölümsüzlüğü temsil eder. Bahtin açısından gülme nesneleşmiş ve çoğunlukla sözlü ifade biçimidir.

Karnavalda gülmeyle ölüm iç içe geçmiştir. Ölüm ve acı her yerde bulunabilir ve acımasızca gerçektir, yine de ölüm son söz değildir. Gülme yumruk ve sopa gibi silahtır. Fakat korku ve kızgınlıkla kullanılan bu ikisinden farklı olarak gülme mutlak anlama korkusuzdur (Emerson, 2000: 96) Karnaval ortamında insanlar istedikleri her söylemi söyleyebilir, korkulardan uzaklaşarak istedikleri davranışları sergileyebilirler. Bu durum insanların günlük yaşamda var olan kuralların dışına çıkmasına, arka planda kalmış olan yönlerinin gün yüzüne çıkmasına sebebiyet vermektedir. Bu bağlamda karnaval boyunca belirtilemeyen her türlü özgür düşünceyi belirtmek, hiyerarşik düzende uyulması gereken düzen ortadan kalkar. Bu yönüyle karnaval tüm zıtların aynı sahnede, aynı oyun içerisinde yer almasına olanak tanır. Karnavalın bir diğer özelliği ise kutsal sayılan, tanrısal dini ritüellerin küfür ve aşağılanma yoluyla dünyevi bir konuma getirilmesidir. Böylelikle insanlar baskı altında kalmış olan yanlarını, inançlara göre ahlaksız yanlarını dışa vurmaktadırlar. Sınırların olmadığı ortamda hakaret ve ağır sözleri, tecavüz boyutuna ulaşan bir aşağılama durumu takip eder. Bu bağlamda karnaval insanların gizledikleri yönlerinin açığa çıkmasını sağlar. Karnavalın öncelikli rutini kral ile alay eden soytarı ve daha sonra kralın tahtan indirilmesidir. Bu ayin dünyanın karnaval olarak algılanmasının bir başlangıcı olarak kabul edilir. Karnaval var olan tüm düzenin ve kuralların yıkılarak yeniden düzenlenmesi olarak konumlandırılabilir. Tüm bunlar değerlendirdiğinde karnaval eleştirmek istediğim konular için önemli araç haline geldi.

Grup Sergileri

2015 – Renklerin İçinde, Korfmann Kütüphanesi Sergileme Alanı/Çanakkale
2015 – Süreç, Anadolu Üniversitesi, Üniversite Sergileme Alanı/Eskişehir
2016 – Nü’ans, Çanakkale Yazar ve Sanatçı Evi/Çanakkale
2017 – Kule Sanat Açılış Sergisi, Kule Sanat Atölyesi/Çanakkale
2018 – Merhaba Yeni Yıl, Sardunya/Çanakkale
2019 – Kadın Gözünden, Nişart Sanat Galerisi/İstanbul
2019 – Art in Barcelona, Art-Nou Milleni Gallery/Barcelona
2021 – Love Portrait, Han, Pera/İstanbul
2021 – Untitled 0.1, Frank Art Studio/İstanbul
2022 – Nuri İyem Resim Ödülü Sergileme, Evin Sanat Galerisi/İstanbul
2023 – Patchwork 6, Gala Sanat Galerisi/İstanbul
2024 – Eşittir, Guga Contemporary/İstanbul
2024 – 10. Uluslararası Art Ankara Çağdaş Sanat Fuarı, Gala Galeri, ATO Congresium/Ankara
2024 – Art Contact İstanbul 4. Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı, Gala Galeri, Avrasya Gösteri Merkezi/İstanbul


Nil Has

1988 doğumlu, Sanat ve Kültür Yönetimi mezunu, sanat ve kültür meraklısı.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Göksu Gül
Önceki

Sanat ve Varoluş: Göksu Gül ile İlham Verici Bir Söyleşi

Pelin Toğrul
Sonraki

Pelin Toğrul Eserlerinde İzleyiciyi Hissetmeye Davet Ediyor

Kaçırmayın!

Ege Subaşı

Portfolyo: Ege Subaşı

Ege Subaşı, 1995’te Balıkesir’de doğdu. Yeditepe Üniversitesi Plastik Sanatlar ve
Güher & Süher Pekinel

Güher Pekinel Ve Süher Pekinel’e Yaşam Boyu Başarı Ödülü

Güher ve Süher Pekinel, bu yılki Uluslararası Klasik Müzik Ödülleri