Mehtap Demirci
Mehtap Demirci

Portfolyo: Mehtap Demirci

OKU

1986 yılında Şereflikoçhisar’da doğdum. 2005-2007 yıllarında Anamur Meslek Yüksekokulu’nda Büro Yönetim Ve Sekreterlik bölümünde eğitim gördükten sonra dikey geçiş hakkıyla 2009-2011 yılları arasında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi eğitimimi tamamladım. 2017-2019 yılları arasında Atatürk Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği bölümünü bitirdikten sonra 2019-2020 yılında Gelişim Üniversitesi, İş Sağlığı ve Güvenliği dalında Yüksek Lisans yaparak eğitimimi tamamladım.

İzmir’de yaşıyor ve çalışıyorum.

Instagram: moonfyart
Etsy: Moonfyart

Sanat Anlayışı

Sanata özellikle resme ilgim çocukluğumdan beri hep vardı fakat kendimi tanıma ve anlama sürecim uzun sürdü, ilgi alanlarımdan uzaklaştım, aslında mizacım ve kimliğimle ilgisi olmayan okullarda okuyup, işlerde çalıştım. Kendimden bu denli uzak alanlarda var olmam benim için büyük bir buhrana ve en sonunda bir patlamaya yol açtı.

İnsan daha ne kadar kendini saklayabilirdi ki?

Yaşadığımız yüzyılı, kendimi, toplumu, insanı anlama isteğim; felsefe, sosyoloji ve psikolojiye olan ilgim, bu yönlü okumalar yapıp etrafımdaki her şeyi sorgulamamı sağladı. Etrafımdaki her şeyi, anlamaya çalıştıkça daha da bir karmaşıklaştı evren ve insan. Edindiğim bilgiler anlamama yardımcı olur diye düşündükçe her şey daha da bir anlamsızlaştı uzun yıllarca. Beni bu anlamsızlıklar içinde tahammülkâr kılan tek şey hayal gücümdü, hayal etmekti. Resim de hayatıma hep böyle krizli zamanlarda girdi.

Kendimi bulma yolculuğumda istemeden içinde bulunduğum her şey aslında beni hep besledi, farkında olmadan gizlice bende şimdilerde oluşacak patlamayı biriktirdi. Uzun yıllar İstanbul’da yaşadıktan sonra İzmir’e taşınıp İzmir’in sükûnetini dinlemem kendimi dinlememi sağladı. Sonrasında da hayal etmek, resmetmek, hayatımın merkezi oldu. Varoluşsal kaygılarım ve anlama çabalarım artık resimlerimde ortaya çıkacaktı.

Resimde tarzımı belirlerken yeryüzünde görsel olarak görmekten mutluluk duyduğum şeyleri çizerken de aynı sevinçle çizdiğim için doğada beni büyüleyen şeyleri resmetme çabası içindeyim, bu nedenle kullandığım malzemeler değişkenlik gösterebiliyor. Temel olarak çini mürekkebi ve akrilik kullansam da tuz, kahve, şeker gibi farklı malzemeleri de yer yer kullanıyorum.

Deniz ve denizaltı dünya içinde başka bir dünya… Doğaya dair olan güzellikler içimdeki neşeyi keşfetmemi, evreni anlamamı sağlarken ona daha yakından bakma isteğimi de devamlı kılıyor. Bu nedenle ‘Renkler’ ve “Doğa” hep yol göstericim oldu. Bitkiler veya herhangi bir şeyin dokusu genel görünümünden daha çok cezbedici geldiği zamanlarda da dokularla ilgili çizimler yapmaktan keyif alıyorum. “Şey’lerin mikroskop altındaki görünümlerine benzer çizimler, o “şey”in özüne daha çok yaklaştığımı hissettiriyor. Farklı teknikleri denemekten, yeni malzemelerle resim yapmaktan keyif alıyorum. Bu bir süreç ben ve resimlerim için, biz değiştikçe ortaya çıkanların da değişeceğine inanıyorum.


Mustafa Ali Yurdupak
Önceki

Mustafa Ali Yurdupak ile “Gündönümü Harekâtı” Kitabı Üzerine

Pusula
Sonraki

Pusula ile Grubun Müzikal Kariyeri Üzerine Söyleşi

Kaçırmayın!

"Solo Botter: Nuri İyem" Sergisi Casa Botter'de!

“Solo Botter: Nuri İyem” Sergisi Üzerine

Levent Çalıkoğlu küratörlüğünde gerçekleşen “Botter Sergileri” serisinin ikincisi olan “Solo

Işıl Çelik ile “Kendi Kendinin Gardiyanı” Sergi Söyleşisi

Işıl Çelik’in seramik ve porselen yerleştirmeleriyle katıldığı, KRANK Art Gallery’nin