Multidisipliner sanatçı Aslı Dinç ile Performistanbul ve PASAJ işbirliğinde ziyarete açılan performans yerleştirmesi “andata” üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
andata, 12 Haziran’a kadar Pasaj’da görülebilir.
Web: Aslı Dinç
Keyifli okumalar.
Multidisipliner bir sanatçı olduğunuzu biliyoruz. Hakkınızda daha fazlasını bilmemiz için kendinizden bahseder misiniz?
Lisans eğitimimi Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü’nde tamamladım. Kendimi aynı zamanda araştırmacı olarak da tanımlıyorum. Benim için en büyük motivasyon kaynağı “merak” ve merakla başlayan süreç. Araştırmalarım çoğunlukla, distopya anlatısı, algoritmik kültür, insan-makine etkileşimleri gibi sanat – teknoloji – bilim kesişiminde yer alan konuları içeriyor. Araştırma süreç ve sonuçlarını da performans, spekülasyonlar ve yerleştirmeler üzerinden izleyiciyle paylaşıyorum.
“andata” başlıklı serginize geçmeden önce açıklar mısınız: andata nedir, bizlere ne ifade ediyor?
“andata”, algoritmaların ve bilgi teknolojisi şirketlerinin hakimiyeti altında, gündelik hayatın tamamen metalaştırıldığı bir zaman diliminde kurulmuş bir data örgütüdür. Eylemleri, manifestolarını okuma, data toplama, canlı veri işleme ve onları kontra-dataya dönüştürme olarak sıralanan bir dizi işleme dayanır. Dünyaya açılan her pencerenin hızla “arayüz”e dönüştüğü bugünlerde, gelecek hayali üzerinden şimdinin eksik parçalarını araştırır. Bu canlı araştırma süreci, gözetim politikaları, bilgi teknolojilerinin sosyal etkileri ve mahremiyet konuları üzerine düşündüren, performans ve yapay zekanın oyuncu iş birliğine dayanır.
12 Haziran’a kadar PASAJ’da sergilenen andata performans yerleştirmenizden bahseder misiniz? Ziyaretçileri nasıl bir performans bekliyor?
PASAJ’a gelen ziyaretçileri yapay zeka tarafından üretilmiş afişler ve “fake anılar”dan oluşan bir enstalasyon karşılıyor. “fake anılar” bienal performansı ve çeşitli platformlar aracılığıyla topladığım, derin öğrenme (deep learning) modelleri kullanarak üretilmiş yapay anılardır.
“Fake anılar” aynı zamanda kontra-data işlevi görür. Kontra-data, iznimiz ve bilgimiz olmadan şirketlere sızdırılan, özel alanlarımız ve yaşamlarımızı içeren bilgileri koruma altına almak için yaratılan data gürültüsüdür (data-noise). Arayüzler vasıtasıyla şirketlerin ulaşmaya çalıştıkları “kaliteli data” yani bize dair metaya dönüşebilecek bilginin önüne, gerçek olmayan kalabalık veri yığını yerleştirmektir.
Sergini performans ve oyuncu kısmını ise çevrim içi görüşmeler oluşturuyor. Birebir buluşmalar, gelecekten gelen bir örgüt manifestosu ile başlıyor. Ziyaretçilerin geçmişe gitmeleri isteniyor, aktardıkları veriler canlı işleme sokularak yapay zeka ile paylaşılıyor ve yeni bir “fake anı” üretiliyor. Katılımcıların isteğine bağlı olarak, kendi anılarından üretilen “fake anılar” mail adreslerine yollanıyor.
Hakkınızda araştırma yaparken, “andata”nın ilk olarak 16. İstanbul Bienali’nde hayata geçtiğini öğrendim. O zaman sergilediğiniz “andata” performansınızla bugünkü “andata” performansınız arasında ne tür gelişme(ler) görüyoruz?
“andata” performansını ilk olarak, sevgili birbuçuk ekibinin daveti ile 16. İstanbul Bienali’nde, Performistanbul iş birliğiyle izleyiciyle iç içe, hikâye anlatımı biçiminde gerçekleştirmiştim. Yine zamanda kısa bir yolculuk yapmıştık ve katılımcıların bana anlattıkları anıları toplamıştım. PASAJ’da, toplanan anıların yapay zeka ile dönüşmüş hâllerini ve “andata”nın yuvasını ziyarete açıyorum.
Bir önceki soruma karşılık “andata” gelişmeye ve yeniden sergilenmeye devam edecek mi?
İmkânım olduğu sürece bu performansı devam ettirmek istiyorum. Yapay zeka ile iş birliği yaparken, katılımcılar tarafından insan olmaya dair en saf bilgilere ulaşmak benim için heyecan verici. Bu süreç ne kadar çok veri toplarsa o kadar çok gelişecek ve insanların ihtiyaçlarını, özlemlerini ve korkularını arşivleyen bir veritabanı oluşturacak.
Son olarak serginiz hakkında neler paylaşmak istersiniz?
Serginin hayata geçmesine destek olan PASAJ ekibine, Performistanbul’a ve Çağrı Taşkın’a çok teşekkür ederim.