Metin Ünsal’ın kadınlar ve tüm canlılara uygulanan eril şiddete dikkat çekmek amacıyla ürettiği ve Hasar ve Bedel serisinin devamı olan Boşlukta sergisi kapılarını Galeri Işık Teşvikiye’de açtı.
Boşlukta sergisinde sanatçı Metin Ünsal, kadınlar üzerinden aslında tüm canlıların maruz kaldığı, mağdur edildiği eril şiddetine dikkat çekmek amacıyla ortaya çıkan heykeller, resimler ve 3D animasyon işlerinden oluşuyor. Metin Ünsal’ın üretimleri canlılara uygulanan her türlü şiddete karşı; hatırlatma, düşünme, anlama, harekete geçme isteği uyandırma özelliğiyle de karşımızda.
Dikkat çekmesi gereken ve toplumsal en büyük sorunlardan birine ışık tutan Boşlukta sergisi üzerine düşündüğüm sorularımı sanatçı Metin Ünsal okurlarımız için yanıtladı.
Keyifli okumalar…
Okurlarımız için kendinizden ve sanat pratiğinizden bahseder misiniz?
İlk, orta ve lise öğrenimimi Nişantaşı Işık Lisesi’nde tamamladıktan sonra, Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Bölümü’nden mezun oldum. 1977 – 1980 yılları arasında temel sanat eğitimi alarak çalışmalarımı yurt içi ve yurt dışında sürdürdüm. İlk kişisel sergimi 15 yaşında gerçekleştirdim ve birçok karma sergiye katıldım. Yerli ve yabancı çeşitli koleksiyonlarda yapıtlarımın yer almasının yanı sıra bazı şirketlere Sanat ve Tasarım Danışmanlığı verdim. Çalışmalarımı Ortaköy ve Bodrum’da yer alan atölyelerimde sürdürüyorum.
Şiddet konusunu 2016 yılından beri irdeleyen ve toplumun dikkatini bu yöne çekmeye çalışan bazı sanatsal işler üretme çabasındayım. Bu yolla daha çok bireyin ve belki toplumun bir parçasının duyarlılığını arttırmak ve bir kez daha şiddete karşı durmak gerektiğini vurgulamak istiyorum.
“Boşlukta” serginizde sanatseverleri neler bekliyor?
“Hasar” ile başlayan, “Bedel” sergisiyle devam eden serinin üçüncü ayağı olan “Boşlukta”, 6 Ocak itibariyle Galeri Işık Teşvikiye’de ziyarete açıldı. Sergide heykelden resme, heykel ve resmi aynı düzlemde buluşturan melez üretimlerden videoya pek çok farklı disiplin bulunuyor. Resim ile başlayan üretimimi zaman içerisinde farklı medyumlar ile besledim. Sergi kapsamındaki çalışmalarımda şiddet karşısında deformasyona uğrayan ve yıpranan ruhları niteliği belirsiz, boşlukta, tek başlarına, yorgun ve ağır hareketlerle betimliyorum.
Boşlukta serginizde izleyiciye yeni bir tartışma alanı açıyorsunuz. Bunu olaylara maruz kalan tarafın perspektifinden sunuyorsunuz. Burada ne tür bir tartışmadan bahsediyorsunuz?
İzleyicinin şiddetin vahim boyutunu, önemini bir kez daha duyarak, kavrayarak bu konuda bir adım daha atmanın farkındalığına ulaşmasını umut ediyorum. Serginin yaratmak istediği mesajı alan, bu toplumsal dengesizliği kendi yorumundan geçiren insanlar belki de şiddete karşı olan hareketlere katkıda bulunacak ya da en azından düşüncesini tekrar gözden geçirecektir. Kuşkusuz izleyiciler içinde zaten bu farkındalığa sahip ve hatta bu çabanın muhatabı insanlar da olacaktır. Bu amaçla konunun sadece sergi izleyicisi ile sınırlı kalmaması için sergiye eşlik eden bir yayınımız da var.
Sergiye eşlik eden “Tanıklık” adlı yayından bahsedebilir misiniz?
Sergiyi bir şekilde eylemsellik yaratmak için bir fırsat olarak gördük. Şiddet konusuna farkındalıklarıyla öne çıkan sivil toplum temsilcisi, gazeteci, akademisyen, yazar ve şair gibi farklı disiplinlerden isimlerin şiddet üzerine düşünceleri, şahit oldukları ve deneyimlediklerini yan yana getiren yazılara “Tanıklık” isimli yayınımızda yer veriyoruz. Bu yayına galeriden ulaşabilirsiniz.
İşlerinizde kadın şiddetini eserlerinize konu etmeyi nasıl seçtiniz? Sizi buna yönlendiren neydi?
Ülkemizde ve dünyada uzun yıllardır var olan bu sorunu dile getirme yolunda yaklaşık altı, yedi yıl önce başladığım araştırmalar ve okumalar sonucu konunun ulaştığı boyut beni şaşırttı. Kitaplar kadar sorunu ele alan video röportaj ve belgeleri de inceledim. Ülkemizin kadına şiddet konusunda başta gelen ülkeler arasında olmasına, kadının toplumda hak ettiği yeri bulamamasına ve cinsiyet ayrımcılığına uğramasına, kadına ön yargıyla yaklaşılmasına karşı ben de duygu ve düşüncelerimi sanat pratiğim aracılığıyla ifade etmek istedim. Bu tutumu bir erkek olarak kendi hemcinslerimin eylemlerine karşı bir tavır ve özeleştiri olarak oluşturdum.
Boşluk sergi serinizin üçüncüsünü oluşturuyor. Bir sonraki seri için çalışmalarınız başladı mı?
Uzun bir üretim süreci sonucunda kapsamlı bir seçki ortaya çıktığı için bundan sonraki sergilerimiz de şimdiden belli olmaya başladı. Seri Mart ayı başında İzmir’de iki mekânda “Hayalet Şiddet” başlığıyla devam edecek. Galeri A ve İzmir Sanat bu eş zamanlı sergilere ev sahipliği yapacak. Ve ardından planladığımız Ankara, Bodrum ve Mardin sergileri için temaslarımız sürüyor.
[…] Metin Ünsal‘ın 7 Mayıs – 7 Haziran 2024 tarihleri arasında Tamirevi Mardin ev sahipliğinde gerçekleşecek olan “Homo Sacer e La Nuda Vita” (Kutsal İnsan ve Çıplak Hayat) başlıklı kişisel sergisi ziyaretçilerini bekliyor. […]