Meltem Taşkıran, güzelliğine ve sesine hayran olduğum; 90’larda da birlikte çalışma mutluluğuna eriştiğim, kalben hep sevdiğim, müzik dünyasında duruşunu bozmayan, ruhunu satmayan kadim dostlarımdan…
Müjdat Gezen Belgeseline yapmış olduğu şarkısı “Komikler Ağlamaz” vesilesi ile geçmişten bugüne müzik yolculuğunu, ortak anılarımızı konuştuk.
İyi okumalar dileriz.
Önce geçmişten başlamak istiyorum. Ortak anılarımızdan…
90’larda katıldığın yarışmalardan dönüşünü mutlulukla beklerdik; yarışma başarıların dillere destandı. Hatta 1996’da Fransa’da aldığın büyük ödül hepimizi çok gururlandırmıştı ve hatırlıyorum da mutlulukla havalimanında seni karşılamıştık. Çok güzel günlerdi. Zordur belki tercih etmesi ama aldığın ödüller arasında seni en çok sevindiren ödül hangisi diye sorsam?
Canım Beyza’m sen de benim için müziğin en güzel parçalarından birisin. Her anımız ne kadar değerliymiş meğer! Dostluğun, müziğin ve gazeteciğin yok olduğu zamanlarda insan bunu daha iyi anlıyor…
Benim için en anlamlı ödül sanırım İstanbul Teknik Üniversitesinde aldığım ilk birincilik ödülüdür. Keman çalıyorken çok genç yaşta yitirdiğimiz canım dostum Sahir Ünal’ın teşviki ile hatta biraz da zorla katılmıştım İşletme Fakültesini temsilen İTÜ pop müzik yarışmasına. “Let it be” söylemiştik ve birinci olduk. İlk dizelerde herkesin ayağa kalktığını anımsıyorum. O an dedim ki benim yerim sahne ve hayatım mikrofon…
Günümüzde bu tarz yarışmalar sence önemini kaybetti mi, ne düşünüyorsun? Türkiye’de ve Dünya’da olarak ayrı ayrı da değerlendirebilirsin.
Yarışmalar kalmadı ki! Hepsini yok ettiler birer birer. Eskiden biz ustalarla bu yarışmalar sayesinde tanışıp onlarla çalışabiliyorduk. Mesela benim ustam Melih Kibar ile biz TRT yarışmaları sayesinde tanıştık. Yıllarca çalıştık. Aynı şekilde Onno Tunç, Attila Özdemiroğlu, Timur Selçuk, Selmi Andak, Vedat Sakman ustalarımızla da yarışmalar ve festivaller sayesinde beraber olduk.
Şimdi insanlar ustalara varsa sosyal medya hesapları üzerinden ulaşmaya çalışıyor. Elbette bu nafile bir yöntem. Bir ustaya işinizi, sanatınızı, yorumunuzu, sesinizi, enstrümanınızı, kişiliğinizi ve en önemlisi istikrarınızı göstermeden, filtreli fotolarla yakınlık kuramazsınız. Maalesef… Şimdi şarkı yarışmasını da satılık bir format yaptılar hem ülkemde hem de dünyada.
Birkaç ekran ünlüsü para kazanıyor gençler ise bu filmin fonda martıları. Birkaç aylık şöhret için belki de geleceklerini harcıyorlar. Şu an bakıyorum ki sanatı yok etmek için çalışıyor sistem. Aykırı düşüneni istemeyen soru soran insanı çemberin dışına alan bir sistem elbet sanatı sevmez. Fakat onların adına üzgünüm çünkü bu sanat katliamı da kendi sanatçılarını yaratacaktır.
Üstatlar döneminde; onlarla çalışma, birlikte vakit geçirme şansın oldu. Şans aslında yanlış bir anlam; zira sen gençliğinle ters orantılı bir başarı ve disiplin abidesiydin ve bu da dikkat çekmeyecek gibi değildi; Barış Manço ile çalışman gibi… ve günümüze geldiğimizde son çalışman da yine bir üstadın “Müjdat Gezen”in belgeseli için yaptığın şarkı “Komikler Ağlamaz” oldu. Projeden biraz bahsedebilir misin? Ben şarkıyı dinlerken çok etkilendim; sizler yapım aşamasında kim bilir neler yaşadınız, proje nasıl gelişti? Müjdat Gezen’le proje öncesinden bağın bu şarkının bu kadar etkileyici olmasının nedenlerinden diye düşünüyorum; hatta MSM’de müzik bölümü başkanlığı yapmıştın değil mi? Yoğun bir mesai geçirmiş olmalısınız üstatla…
Bence hayattaki en büyük başarı yaptığın işte sebat etmek ardında durabilmek ve bunu bir ömür yapabilmektir. Yeteneğin insanın kurdu olabileceğini öğretti bana öğretmenlik. Yeteneğime asla güvenmem. Deli gibi çalışırım. Güvendiğim en önemli özelliğim çalışkanlığım ve asla pes etmememdir. Bende asla bir B Planı yoktur. Planlarımı güne aya yıla mevsime sisteme iktidara göre değiştirmem. Daha doğrusu değiştiremiyorum. Planlarımı geliştirmeye odaklı yaşamım. Bunu ustalarımdan öğrendim. Mesela Barış Abi mesela Müjdat Hoca…
“Komikler Ağlamaz” müthiş bir proje oldu ve içinde yer almaktan onur duyuyorum. Böylesi dev bir sanatçıyı anlatmak hem de müzikle, edebiyatla, şiirle aktarmak bana düştü ve ne güzel de oldu…
Müjdat Gezen Konservatuvarında bir kerelik telafi dersi verdiğim gün hayatımın değişeceği günlerden biriymiş meğer. Sevgili hocam Selmi Andak benden şimdinin popüler isimlerinden olan şan hocasının işleri sebebiyle derslere gelemediğini söylemesi ve benden bir derslik çocuklara şan yaptırmamı istemesi ile başladı bu 25 yıllık roman…
Ertesi yıl bölüm başkanı oldum MSM de. Henüz 26 yaşındayken… Müjdat Hoca ile okulunda ama biz oraya köşk deriz uzun yıllar çalıştık. MSM öğrencilerimize Balkan Festivaline katılmaya hak kazandıklarında sonuz yardımda bulunmuştu. Sonra ben biz daha iyisi yaparız hocam dediğimde tamam Meltemcim dedi ve ertesi sene Balkan festivalini İstanbul’da MSM ve Beşiktaş Belediyesi ortak gerçekleştirmiştik. Kardeşim Serin Taşkıran Beşiktaş Belediyesinin Kalite Güvence Yöneticisi idi. Hakkı ödenmez karşılıksız hizmette bulunmuştur.
Müjdat Gezen gençlere ücretsiz eğitim verecek tek konservatuvarın kurucusudur ama sahibi değildir. Sahibi yine öğrencileridir okulun.
“Komikler Ağlamaz”ın klibine gelecek olursak; tam bir yıldızlar geçidi gibi.. Klip hakkında da bilgi ve yorumlarını alabilir miyiz?
Komikler Ağlamaz gerçekten müthiş bir beraberlik ile yaratıldı. Müjdat Gezen’in çok başarılı ve popüler öğrencileri -ki artık onlar Türkiye’nin usta oyuncuları- rol aldılar. Müjdat Hoca’nın unutulmaz İLKE şiirini seslendirdiler.
Ahu Türkpençe, Aykut Taşkın, Cem Cücenoğlu, C. Ceren Ergiray, Diren Polatoğulları, Ebru Karanfilci, İlker Ayrık, Kıvanç Tiner, Özlem Akdemir, Petek Güney, Rıza Sönmez, Sevinç Erbulak, Turan Onur Ay, Letibe Yeşim Uluç bu şahane şiire can veren oyuncular.
Videomuzu müthiş yönetmen sevgili dostum İmre Haydaroğlu çekti. Bence çok etkileyici bir film oldu. Müjdat Gezen belgeseli bu duygu dolu şarkı ve video ile bitiyor. Müjdat Hoca “Komikler ağlamaz demişsin ama dinleyen izleyen herkes ağlıyor şarkında Meltem’cim” dedi canlı yayında. O beğendi ya bunu zevki dünyalara değer…
Ladies and Gentlemen korosu şefleri Çelik Kasapoğlu dostum ile yine harikalar yarattılar. Atölyem Yorumcularım da hakkını verdiler şarkının. Kemanlarda ülkemin en iyi keman sanatçıları vardı. Ezgi Ünlü Doğan, Ece Naz Öznar ve Seden Bölgen ne şahane bir ekip…
Şarkımızın kapak çalışması sevgili dostum Özgür Yücel’e ait. Eser Taşkıran gibi eşi benzeri olmayan bir aranjörün de elinden geçince gerçekten beni çok mutlu onurlu ve şanslı hissettiren bir çalışma oldu “Komikler Ağlamaz”. Bu şarkı için beni düşünen teklifi bana yapan ve sabırla bekleyen Müjdat Gezen Belgeselinin yönetmeni can arkadaşım gazeteci yazar Gökmen Ulu’ya çok teşekkür borçluyum…
Son yıllarda eğitime bir hayli ağırlık verdin. Böyle dolu dolu bilgi ve deneyimli bir müzisyenin eğitime yönelmesi öğrencileri açısından büyük şans olduğunu belirterek Atölye’M Meltem Taşkıran’dan bahsedebilir misin? “Komikler Ağlamaz” şarkısındaki koroda da Atölyem öğrencileri vardı…
Tüm profesyonel, amatör müzikal çalışmalarımda Atölye’m ile beraber olmaktan büyük esenlik duyuyorum. İnsanın kendi yetiştirdiği sanatçılarla bir arada olması kadar büyük bir lüksü varsa sırtı yere gelmez. Öğretmenlik hayatımın nasıl başladığından biraz evvel bahsetmiştim. Öğrencilerime bayılıyorum. Onlar benim aynam ben de onların. Atölyem bir ekol olma yolunda ilerliyor. Artık yetişemiyorum diyebilirim. Atölyeme ilgi muazzam. Konserler stüdyo kayıtları albümler. Öğrencilerim demiyorum ben onlara artık yorumcularım diyorum. “Komikler Ağlamaz” da ve tüm projelerimde onları görebilirsiniz. Birçok öğrencime albüm ve single çalışmalar yaptım, halen yapıyorum. Onlara çok güveniyorum. Şimdi yeni başlayanların eskilere göre çok daha fazla desteğe ihtiyacı var çünkü…
Solo kariyerine ve eğitimciliğe devam ederken, sosyal sorumluluk projelerinde de ismini görüyoruz; ilk aklıma gelen Parkinson Hastaları için yapmış olduğunuz şarkı. Bu tarz çalışmalar çok önemli ama sence gerekli destek ve ilgiyi görüyor mu?
Parkinson koromuzu 3 senedir sevgili dostum Prof. Dr. Gülsen Babacan önderliğinde çalıştırıyorum. Benim için müthiş bir deneyim hiç yaşamadığım bir ortam… Düşün ki bugüne kadar müzisyen şarkıcı ve eğitmen olarak hep müziğe ilgi duyan, müzisyen olan ya da olmak isteyen insanlarla müzikal paylaşım yaşamışım. İlk kez hastalığı sebebiyle benimle çalışan insanlarla karşılaştım. Başta ne olacak nasıl yapacağım diye düşünüp yeni metotlar bulmaya çalıştım ama sonra müzik her taşı yerli yerine koydu. Hastalarımız bir baktım o hastalığın psikolojisinden tamamen çıkıp, hocam bu şarkıyı da repertuvara alalım mı, acaba bir ton aşağıdan mı söylesek gibi profesyonelce yorumlara girmişler…
Konserimiz Dnya Parkinson Gününde yapıldı. Muhteşem bir koro oldular. Sesleri yükseldi, sanırım ve umarım hayat enerjileri de…
Solo kariyerin dışında sevgili Eserle 90’ların en sevilen gruplarından birine “Egoist”e imza attınız. Geçtiğimiz aylarda sevgili Eser ile de bir söyleşi gerçekleştirme şansı bulduk ve hemen ortak anılarımıza da yol aldık. 90’lardan günümüze olumsuzlaşan çok şey oldu ve o söyleşimizde bunları da derin derin konuştuk. Sana da benzer bir soru sormak isterim: Müziğin kaset-cd-plak formatlarına şahit olan bizler için dijital müzik çağının olumlu – olumsuz yanları sence neler?
Herkes artık şarkıcı. En kestirme sonucu bu oldu. Bu iyi bir şey mi yoksa bir felaket mi yorumu okuyuculara bırakalım ne dersin ?
Yeni projelerin var mı ilk bizimle paylaşabileceğin? Eser stüdyomda bir Meltem şarkısı var çalıştığım demişti ama o “Komikler Ağlamaz” mıydı? Yoksa “Yeni bir şarkı daha var” müjdesi alabilir miyiz senden?
Müthiş bir şarkı ile geliyorum ardından EGOİST – ARTIK YETER tekrar dijital platformlarda yoğun ilgi sebebiyle yerini alacak. Eser öyle bir çalışma yapıyor ki sanırım yine yepyeni bir tarz keşfedecek. Çalışmam hakkında çıkmadan çok konuşmayı sevmiyorum işim aynamdır biliyorsun. Şöyle söyleyebilirim şarkım Türkiye’de kadın olmak ile ilgili…
Benim için çok duygulandığım bir söyleşi oldu, umarım güzelliklerle nice projelerde yine böyle buluşuruz Meltemcim. Sanat Okur adına sana çok teşekkür ederken, senin eklemek istediğin bir şey var mıdır?
Bu kadar güzel sorularla karşılaşınca seni ne kadar özlediğimi anladım Beyzacığım. Ustalıktan çok uzak ellerde şu an yazarlık televizyonculuk ve gazetecilik. Senin gibi ustalara çok ihtiyaç var. Mutlaka çok büyük kitlelere ulaşan işlerde seni ışığını ve yeteneğini görmek beni çok mutlu edecek. Seni seviyorum… Okuyan herkese sevgilerimi yolluyorum. Hala okuyan insanların olması bile bir umut vesilesi… Saygılarımla.