Dağılan bir ailenin; tercihler, kararlar ve eylemlerle değiştirilen bir yazgının trajedisi… Düşbaz Kitaplar, Türkçe edebiyatın etkileyici isimlerinden Sabâ Altınsay’ın, kadın karakterlerin belirleyici olduğu bir aile ve aşk hikâyesini kaleme aldığı Benim Hiç Suçum Yok adlı ödüllü romanını, yeni kapak tasarımı ve yeni baskısıyla okurlarla buluşturdu! Bir anne ve bir eş olarak Behice Hanım’ın, hovarda oğlu Cihan Nedim’in ve onun âşık olduğu hayat kadını Mercan’ın odağında gelişen roman, seçimlerimizin bizi nasıl bir trajediye sürükleyebileceğini hem psikolojik hem de edebi çözümlemelerle anlatıyor. Dikkat çekici üslubuyla öne çıkan Altınsay’ın, yoksulluğu, sefaleti ve çaresizliği tüm çarpıcılığıyla resmettiği İkinci Dünya Savaşı’nı arka planına alan Benim Hiç Suçum Yok’ta, hem diğer karakterlerin hem de metnin kaderine kadınların kararları ve eylemleri yön veriyor.
Ayrıntı Yayınları’nın edebiyatta yeni yollar keşfetme heyecanı ve arzusuyla yola çıkan markası Düşbaz Kitaplar, Sabâ Altınsay’ın, yayımlandığı 2011 yılında Saint Joseph Lisesi Yılın En İyi Romanı ödülünü kazanan ikinci romanı Benim Hiç Suçum Yok’u uzun zamandır beklenen yeni baskısıyla edebiyat severlerle buluşturdu. Daha önce yazarın ilk romanı Kritimu-Girit’im Benim’i yeniden basan Düşbaz Kitaplar, bir kadının günümüz Türkiye’sinde cinnetten cinayete, cinayetten cinnete sürüklenen hikâyesini anlattığı ve çok beğenilen son romanı Faili Malum’u da okurlarla buluşturmuştu.
Sabâ Altınsay’ın Benim Hiç Suçum Yok adlı romanı ise yaşamda birden çok rol üstlenen kadınların, bu farklı rollerde aldıkları kararlarla tüm ailesinin ve çevresinin hayatını ve kararlarını nasıl etkilediğini gözler önüne seren çarpıcı bir hikâye anlatıyor.
“Dünya kurulalı beri düşmanlık, öç, kin, kötülük, savaş ve kıyım, anneler çocuklarını yeterince sevmediğinden oluyordu; neden olmasın?”
Aynı kadına, Behice Hanım’a, “Ne yazık ki beni doğurdunuz anneciğim,” diyen hovarda Cihan Nedim’in, “Unutmayasın ki oğlunu çoktan doğurdun, rahmini kapat artık,” diyen hayat kadını Mercan’ın, “Çekeceğim bütün acıları nefretinize tercih ederim,” diyen bir evin bir kızı Kadriye’nin ve “Yazısında varsa mani olamazsın,” diye cevap veren sağır ve sessiz Hikmet Efendi’nin hikâyesi bu. Onları ve daha fazlasını bir araya getirense Tanrı’nın yazgısı değil, Behice Hanım’ın kaderi değiştirmeye ant içmiş eli. Belki de kefareti.
Yazar Sabâ Altınsay, Benim Hiç Suçum Yok’ta İkinci Dünya Savaşı’nın yoklukla, zorlukla, hastalıkla yoğrulmuş atmosferinin tüm gerçekleriyle karşılıyor okuru. Bunu, karakterlerin farklı sesleriyle, anıların yardımıyla bize ulaştırıyor ve sözcüklerle imgeler yaratma becerisini eşşiz bir üslupla birleştiriyor. Dönemin dilini ustaca yansıtırken okurla beraber acının, nefretin, cezanın, iyiliğin, kötülüğün, adaletin, doğrunun, yanlışın ve suçun anlamlarını sorguluyor.
Benim Hiç Suçum Yok, yeni baskısıyla raflarda ve internet satış sitelerinde!