Cemil Batur Gökçeer
Cemil Batur Gökçeer ( Fotoğraf: Zeynep Özkanca )

Cemil Batur Gökçeer “İnce Hava” Sergisiyle Les Rencontres d’Arles’da!

2 Temmuz 2024

Cemil Batur Gökçeer, 1 Temmuz-30 Eylül 2024 tarihleri arasında Güney Fransa’nın Arles kentinde 55. kez gerçekleşen ve tüm dünyadan sanatçıların, kültür sanat profesyonellerinin ve fotoğraf meraklılarının buluştuğu en önemli festivallerden biri olan Rencontres d’Arles’a “İnce Hava” (Thin Air) sergisiyle katılıyor. Sanatçıyı festivalde Ka Görsel Kültür ve Sanatsal Düşünce İçin Mekân temsil ediyor.

Cemil Batur Gökçeer’in İnce Hava sergisinin yer aldığı, Louis Roederer Vakfı ve Polka tarafından desteklenen ve dördüncü edisyonu gerçekleşen Discovery Award 2024 bölümü bu yıl Audrey Illouz’un küratörlüğünde, “Sur le qui-vive” (kesintisiz bir huzursuzluk hissiyle) başlığı altında şekilleniyor. Illouz Polka dergisine verdiği röportajda keşif bölümünü şöyle anlatıyor: “Seçim sürecinin sonunda aklıma Fernando Pessoa’nın ‘Huzursuzluğun Kitabı’ geldi. Yedi finalist sanatçı da dünyaya ekolojik felaketler, toplumsal sorunlar, yapay zeka ile bağlantılı dönüşümlerin prizmasından bakıyor. İşlerin asılma şeklinin bu kolektif acıyı, aynı anda da burada son derece dokunaklı ve şiirsel anlar bulunduğunu hissettirmesini arzuluyorum.”

Cemil Batur Gökçeer “İnce Hava” projesini, doğal afetler sırasında ya da kendisinin ve sevdiklerinin hastalık, kayıp gibi çalkantılı süreçlerinde çektiği fotoğraflardan oluşturuyor; Audrey Illouz’un sözleriyle, “Bizi hissedilen ‘an’ın biricikliğinden uzaklaştıran ‘felaket’ sözcüğünü, kişisel deneyimi öne alan bir noktadan irdeliyor.”

Sergiyi meydana getiren fotoğraflar iki farklı bölümde şekilleniyor. 2018 yılında bir inşaat alanını ziyaretleriyle başladığı, ardından yangın, sel ve deprem felaketlerine uzanan ilk bölüm “Ayrılış” (2018-2022) Gökçeer’in Ankara ve İstanbul’daki günlük yaşamı ile devam ediyor. İçinden geçenin kalbinin temiz olduğuna inanılan bir delik, sönmüş bir yanardağ eteği gibi yerlere yolculuklarını da içine alan bu süreçte çektiği fotoğraflar uzak ile yakın, olağanüstü ile sıradan arasında vicdanı önceleyen bağlar kuruyor.

Gökçeer kendi ve sevdiklerinin deneyimlerinin belirleyici olduğu ikinci bölüm “Arap” (2022) ve “Kalp Taşı”nda (2023) rastlantıya dayalı deneysel yöntemlerin dili belirlemesine izin veriyor. Fotoğraflar, her film rulosunun iki kere yeniden çekilmesi sonucu önceden kestirilemez üç pozdan meydana geliyor. Bu süreci öze dair meseleleri konuşmayı mümkün kılan kahve falı ritüellerine benzeten sanatçı fotoğraflarında, kayıp, keder, yas gibi anlamı sarsan süreçlerin taşıdıklarına yer açmaya çalışıyor.

Monoprix’de sergilenen Discovery Award 2024 bölümünün küratörü Audrey Illouz’un sözleriyle, “İnce Hava, boğulması mümkün olmayan bir soluğun işareti.”

Bu sene keşif bölümünde yer alan diğer sanatçılar, sergi başlıkları ve temsil eden kurumlar ise şöyle: François Bellabas, An Electronic Legacy (Centre Photographique d’Île-de-France, Fransa), Coline Jourdan, Soulever la poussière [Raising the Dust] (Le Lieu De La Photographie, Fransa), Tshepiso Mazibuko, Ho tshepa ntshepedi ya bontshepe [To believe in something that will never happen] (Umhlabathi Collective, Güney Afrika), Matan Mittwoch, The Sun is Broken (Par Galerie Dvir, İsrail), Marilou Poncin, Liquid Love is Full of Ghosts (Galerie Laurent Godin, Fransa), Nanténé Traoré, L’Inquiétude [Disquiet] (Galerie Sultana, Fransa).

Les Rencontres d’Arles ve 2024 Edisyonunda Öne Çıkan Diğer Sergiler

Les Rencontres d’Arles, 1970 yılında ünlü Fransız fotoğrafçı Lucien Clergue, yazar Michel Tournier ve tarihçi Jean-Maurice Rouquette tarafından kuruldu. İlk yıllarında daha küçük çaplı bir etkinlik olarak başlayan festival, yıllar içinde büyüyerek ve gelişerek dünyanın en prestijli fotoğraf festivallerinden biri haline geldi. Arles’ın tarihi ve kültürel zenginliğiyle birleşen festival, her yıl Temmuz ve Ağustos aylarında düzenleniyor ve sanat dünyasından binlerce ziyaretçiyi ağırlayarak şehrin kültürel hayatına önemli bir katkı sağlıyor. Fotoğraf sanatının tarihsel ve çağdaş boyutlarını keşfetmeyi hedefleyen zengin programıyla tanınan festival birçok ünlü fotoğrafçının kariyerinde önemli bir rol oynamıştır.

Les Rencontres d’Arles 2024 edisyonunun öne çıkan sergileri arasında yer alan Mary Ellen Mark’ın dünya çapındaki ilk retrospektifi Van Gogh Vakfı’nın tamamını kaplarken, Cristina De Middel, Jules Verne’den ilham alarak görkemli Église des Frères Prêcheurs kilisesinde izleyicileri Yeraltına Seyahat‘e çıkarıyor. Aperture’ın 1950’lerden bu yana Japon kadın fotoğrafçıların önemini vurgulayan I’m so Happy You Are Here sergisi fotoğraf tarihinin kapsayıcı bir anlayışla yeniden yazılması gereğini ortaya koyuyor. Sophie Calle, Roma Kriptoportikus’u yeniden keşfettiği Finir en beauté sergisiyle öne çıkıyor. Audrey Illouz’un küratörlüğünde, “Sur le qui-vive” üst başlığıyla Monoprix’de yer alan Discovery Award 2024, ekolojik felaketler, toplumsal sorunlar, yapay zekayla bağlantılı dönüşümler etrafında buluşan yedi sanatçının eserlerini bir araya getiriyor. Festival, yeni formlar arayışında tiyatro, performans sanatı ve fotoğrafçılığı harmanlayarak sanatın sınırlarını zorlarken, bu yıl da yaratıcı enerjisi ve ilham verici sergileriyle sanatı kutlamaya devam ediyor.

Cemil Batur Gökçeer Hakkında

1981 Ankara doğumlu Cemil Batur Gökçeer, fotoğraf pratiğine toplumsal adaletsizliklerin ön plana çıktığı bölgelerde gerçekleştirdiği belgesel fotoğraf projeleri ile başladı (2004-2010). Fotoğrafın; öznelerin araçsallaşmasına müsade eden tabiatıyla yüzleşmesini sağlayan bu dönem, 2010’dan bu yana işlerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynadı. Reflexions Masterclass (2011 – 2012), World Press Photo Joop Swart Masterclass (2012) ve ISSP ve GAPO tarafından düzenlenen Borderlines Projesi’ne (2012-2013) katılımı sırasında fotografik ifadede yeni formlar araştırmaya başladı. Sırasıyla “Düğüm” (2012, Torun, Ankara), “En Yakın İhtimal” (2014, The Empire Project, İstanbul), “Parazit” (2015, Torun), “Şşt” (2016, The Empire Project) kişisel sergilerini gerçekleştirdi, “Düğüm” (2017), “Mağara Albino” (2019) kitaplarını tasarladı ve yayınladı.

Cemil Batur Gökçeer, Ankara’da kâr amacı gütmeyen ve sanatçılar tarafından yürütülen bir sanat mekanı olan Torun’un kurucuları arasında yer aldı, inisiyatifin kolektif ve gönüllülük temelli faaliyetlerinde çeşitli sorumluluklar aldı (2012-2019).

Ka Hakkında

Görsel kültür ve sanat alanında bilgi paylaşmak ve üretime olanak sağlamak için 2011 yılında kurulan Ka, fotoğrafı ve lens-tabanlı üretimi merkezine alan bir galeri ve bağımsız bir öğrenme alanı olarak çalışmalar yürütüyor. Yıl boyunca hem sağlam bir altyapıya sahip lens tabanlı çalışan sanatçılar hem de fotoğrafa yeni başlayanlar için olanaklar yaratmak üzere farklı disiplinlerden araçları ve bilgi kaynaklarını bir araya getiren çeşitli seviyelerde atölyelerin yanında, sergiler, söyleşiler, sunumlar, sanatçı konuşmaları, projeler ve etkinlikler düzenliyor. Ka’nın herkese açık kitaplığı, 2013 yılından bugüne ‘Bak Sana Ne Getirdim’ etkinliği kapsamında davet ettiği çeşitli sanatçılar, küratörler, yayıncılar ve editörler tarafından seçilmiş 1000’e yakın fotokitap ve sanat yayınıyla devamlı olarak kolektif bir çabayla genişlemeye devam ediyor. Ka, disiplinlerarası bir yaklaşımla, dikkatli bir sergi ve etkinlik seçkisi aracılığıyla yerel ve uluslararası çağdaş sanat uygulamalarının keşfedilmesi için herkese açık bir kapı sunuyor.


Ka Görsel Kültür ve Sanatsal Düşünce İçin Mekân

Cinnah Cad. 1/B 06690 Çankaya / Ankara, TR
+90 312 465 01 25

Sanat Okur

Türkiye'nin En Büyük Kültür Sanat Haber Portalı, Sanat Haberleri, Sergi Rehberi, Sanatçı Portfolyoları, Sanat Üzerine Söyleşiler

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Aleksandr Puşkin
Önceki

Puşkin’in En Ünlü Eserlerinden Yüzbaşı’nın Kızı Can Yayınları’nda!

Ordu Arama Konferansı katılımcılar toplu fotoğraf
Sonraki

Arama Konferansları Kültür Profesyonellerini Bir Araya Getirdi

Kaçırmayın!

Kerem Giriş "Her şeyin Başladığı Yer", Art On Piyalepaşa

Kerem Giriş “Her şeyin Başladığı Yer” Art On Piyalepaşa’da

Art On İstanbul, ziyaretçileriyle 20 Nisan – 11 Mayıs tarihleri
Sancının Metaforu: Anadolu Leoparı // Fatma Leylâ Ak

Sancının Metaforu: Anadolu Leoparı // Fatma Leylâ Ak

“Bir başka ülkeye,bir başka denize giderim,” dedin,“bundan daha iyi bir