Hakan Böcek
Hakan Böcek

Hakan Böcek ile Müziği Üzerine Söyleşi

31 Ağustos 2023
Hakan Böcek
Hakan Böcek

Akustik albüm projesinin ilk bölümü “Mevsimler” sonrası sorularımızla bir araya geldiğimiz müzisyen Hakan Böcek ile müziği ve müzisyen olmak üzerine konuştuk. İyi okumalar dileriz.

“Müziğim, ‘Alternatif Müzik’ torbasına giriyor fakat ben tek bir tarza ait hissetmiyorum kendimi.”
Hakan Böcek

Yoğun bir müzik geçmişinizin ardından yakın zamanda bir düetle tekrar dikkatleri çektiniz. Ezgi Pekel ile gerçekleştirdiğiniz “Yasak Aşk” bir film ya da dizi sahnesinden fırlamışçasına hikayesiyle sardı. Proje nasıl şekillenmişti, sizden dinleyebilir miyiz?

Aslında Ezgi ile çok uzun süredir düet yapmak istiyordum. Vokalini çok beğendiğim bir dostum kendisi. Kendisinin de imzası bulunan bir şarkıyı daha önce seslendirmiştim ancak direkt kendisiyle düet yapmayı çok istemiştim. Saolsun kendisi de kırmadı ve projeyi gerçekleştirdik. Beste bazen yaşadıklarının bilinçaltında oluşturduğu melodiler ve cümleler ile ortaya çıktığı gibi empati yeteneği ile başkasının hikayesini benimsemekle de vücut bulabiliyor. Bu da öyle bir hikayeydi.

Ardından da akustik projenizi dinlemeye başladık. Öncesinden farklı versiyonları ile dinlenen şarkılarınızı akustik olarak sunduğunuz bir projeye başladınız ve ilk bölümü “Mevsimler” adı altında On Air Music Co. markasıyla yayımlandı. Akustik müzik sizin için ne ifade ediyor? Bu tarzı özellikle seven ve tercih eden bir kitle var değil mi?

Akustik sevmeyen kitle çok az desek daha doğru olabilir. Çünkü akustik müzik bence zamansız bir mod. Her dönem, her durumda sevilen bir tarz. Bazen bir şarkının akustiği orijinalinden daha fazla sevilebiliyor. Akustikte vokal daha ön planda olduğundan benim daha fazla benimsediğim bir tavır.

Müziğin fazlaca bölümünde yer alıyorsunuz, şarkı yazarlığı, yorumculuk hatta eğitmenlik ilk aklımıza gelenler. Biraz yorucu olduğunu tahmin ederek, tüm uğraşılarınızın birbirine artısı ve dezavantajları nelerdir diye soralım?

Eğitimci olmak aslında insanı çok geliştiren bir meslek. Yani aslında öğretmenlik yaparken daha fazla öğrendim diyebilirim. Sürekli müzikle iç içe bir hayat yaşıyorum. Çocuklarla müzik yapıyor, onlarda kendi çocukluğumu görüyor ve önlerinde parlak bir yol oluşturmak için çabalıyorum. Bu da beni hem daha şevkli hale getiriyor hem de sanata karşı diri tutuyor. Ders esnasında aklıma bir melodi geliyor ama o sırada ders yaptığımdan hemen sonuca ulaşamayabiliyorum. Bu bir dezavantaj yaratıyor fakat eve gittiğimde o melodiyi unutmadıysam büyük bir heyecanla besteye dönüştürmeye çabalıyorum. Bu şekilde iç içe geçmiş avantajları ve dezavantajları oluyor. Her iki durumda da elimden enstrüman düşmüyor.

Eğitim ve yetenek dışında; dinlenen müziklerin de müzisyenin gelişimi ve tarzının oturması konusunda etkisi sizce nedir? Sizin de etkilendiğiniz müzisyen ya da müzisyenler oldu mu?

Bir sanatçıdan, gruptan veya tarzdan etkilenmek avantajlı olabileceği gibi dezavantajı da olabiliyor. Beğendiğin sanatçı gibi olabilme arzusu seni kamçılarken gerçekte bir başka tarzın insanı olduğun gerçeğini kaçırabiliyorsun. Bunu fark ettiğinde ise birçok treni kaçırmış olabiliyorsun. Bana göre beğendiğin sanatçıları bir dinleyici olarak dinlemek ama kendi tarzının arayışında olmak en mantıklısı. Harun Tekin ve Koray Candemir en sevdiğim vokalleri içinde ilk ikidedir. Fakat onlar gibi olabilmenin birçok değişkeni var. Misal Mor ve Ötesi gibi veya Kargo gibi bir gruba sahip olabilmek gibi artılar ve şanslar herkese nasip olmuyor. Bu bir takım oyunu neticede…

Müziğinizi nasıl tanımlarsınız, tür olarak da olabilir yanıtınız, şarkılarınızın duygusu olarak da (gerçekçi, toplumsal, duygusal, gibi)..?

Müziğim, “Alternatif Müzik” torbasına giriyor fakat ben tek bir tarza ait hissetmiyorum kendimi. Belki de tek bir tarza ait olmam gerekiyor olabilir fakat doğrusu bu olsa bile ben duyguları sabit olmayan, sürekli değişen bir insan olduğumdan birçok tarzda beste ve proje yapmış biriyim. Bu çeşitlilik algoritmayı şaşırtıyor farkındayım ama engelleyemediğim bir durum. Çünkü ben bu şekilde hissettiğim için Hakan Böcek oldum. Sevabıyla ve günahıyla…

Yakın zamanda akustik projenizin ikinci bölümünün yayımlanacağını biliyoruz. Bunun dışında başka projeleriniz de olacak mı bu seneyi akustik projelerle mi kapatacaksınız?

Eylül ayına dostum Yavuz Ozan Uçar’ın projesi olan “Deprem Dayanışma Albümü”ne bir şarkımı dahil ettim. Deprem hepimizi çok etkilemişti ve kendisi birçok açık mikrofon düzenledi; maddi anlamda destek olabilmek için. Bunun şimdilik son ayağı da bu albüm olacak. Onun dışında bir rap sanatçısıyla düet ve yine bir başka şarkımın akustik versiyonunu solo olarak yayınlamayı düşünüyorum.

Söyleşimize katıldığınız için teşekkür ederiz, sizin eklemek istediğiniz bir şey var mıdır?

Her ne kadar eskisinden daha zor olsa da bundan sonra da en iyi bildiğim şeyi yapmaya devam edecek ve müzik yapacağım. Sanatçı çocuklar yetiştirmeyi ise kendime bir görev kabul ettim. Çünkü bu ülkenin sanata, aydınlığa ihtiyacı var. Ben de teşekkür ederim.

Hakan Böcek’in son çalışması Mevsimler EP’yi dijital platformlarda dinleyebilirsiniz.
Spotify I Apple Music I fizy I Muud I Deezer I YouTube Music


Hakan Böcek

Sanat Okur

Türkiye'nin En Büyük Kültür Sanat Haber Portalı, Sanat Haberleri, Sergi Rehberi, Sanatçı Portfolyoları, Sanat Üzerine Söyleşiler

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Serhat Akavcı
Önceki

Portfolyo: Serhat Akavcı

Selût
Sonraki

Selût’ün Yeni Teklisi “Dünyanın Kalanı” Yayında!

Kaçırmayın!

Çingeneler

Dünya’dan Kaçış Yolu Arayanların Hikâyesi: Çingeneler, Çıktı

Ayrıntı Yayınları’dan bilimkurgu severlere uzayın derinliklerinden gelen bir kitap: Carter
Çisel Atar

Portfolyo: Çisel Atar

Çisel Atar, 1991 yılında Zonguldak’ ta doğdu. 2020 yılında Zonguldak