Çok büyük acılarla sınandıkça daha büyüklerini yaşadığımız bugünlerde ne acımız ne yasımız bitiyor. Depremin değil; çıkarcılığın, hırsızlığın öldürdüğünün bilincinde, bilime yakın ve kurallara uymayanların cezalandırıldığı sistemler yapılanana kadar da hiçbirimiz huzur bulmamalıyız.
Böylesi büyük bir acın yası da tarifsiz… Hepimizin sevdiklerini canlarını kaybettiği, bölgenin uzun sürecek bir yardım ve destek ağının gerekliliği gerçeği ile çok büyük bir acı sonrası travma yaşıyoruz ve bu travmayı normal hayatın içinde yaşarken; bir tek sanatı yaşamımızdan çıkarıyor olmamız ne derece doğru?
Müzik, Resim ve Tiyatro alanında sanatçılarımızla bu konuyu konuştuk. 3 ayrı söyleşi olarak sizinle paylaşacağımız bu söyleşilerimizin ilkini sevilen rock grubu “Acil Servis”in solisti, Sami Ertan Kızıltan ile gerçekleştirdik.
“Sanat ihtiyacımıza göre şekil alabilir. Eğlence, hüzün, matem, huzur veya şifa. İhtiyacımıza göre herkesin yüreğine dokunmanın bir yolunu bulabilir.”
Ertan Kızıltan (Acil Servis solisti)
Yıllardır aktif olarak sahne alan Ertan Kızıltan ile bu dönemde müzisyenlerin yaşadıkları, acılarımızla yoğrulma hallerimiz ve dahasını konuştuk. Toplumsal çöküşün bitip, acılarımızın son bulduğu güzel günlerin umuduyla hazırladığımız söyleşi diziminizin ilkini iyi okumalar dileriz.
Yası ve gündemi hiç bitmeyen bu topraklarda herkes mesleğini yaparken sanatçının yapamıyor oluşunu neye bağlıyorsun?
Sanki tüm sanatçılara yapılmış ebedi bir lanet bu. Sadece ülkemizde değil, gezegenimizin her yerinde pandemi ilan edilir edilmez bütün acımasızlığı ile test ettiğimiz üzere, anında işsiz kaldı bütün sanatçılar. Sonra onlar bizim kıymetlilerimiz. Atıl duruma düştüler. Nadide çiçekler gibi soluyor, yavaş yavaş çürüyorlar. Onları koruma altına almalıyız, diye düşünen sanatseverler ellerinden geldiğince destek olmaya çabaladıysa da, o kadar çok sanatçı var ki. Bu çabalar yetersiz kalmaya mahkumdu ve öyle de oldu. Her anlamda daha gelişmiş ve zengin ülkelerde yaşayan sanatçılar için dertler farklıydı. Onlar geçim derdinde değildi. Sanatçılıklarını olması gerektiği gibi yaşayamamaktan, bir bakıma körelmekten şikayetçiydiler. Oysa biz bu topraklarda ne sanatçı dramları yaşadık herkes gayet iyi biliyor. İçi bizi dışı onları yakar.
Sence bunu aşabilir miyiz?
Bence aşılamayacak problem yoktur. Bu konuda yol alabilmiş toplumlardan örnek alınır, gerekirse kendi toplumumuza daha uygun olacak şekilde geliştirilir ve sonunda mutlaka aşılır. Yeter ki sıra gelsin. Sorun şu ki bizde bir türlü sanatçının sorunlarını çözmeye sıra gelemiyor. Her zaman gündeme daha ön sıralara koyulması gereken sorunlar gelmeye devam ediyor. Sanatçılara asla sıra gelemiyor.
Yas nedeniyle sahneye siz de ara verdiniz. Bunun başta “ACİL SERVİS” olmak üzere teknik ekip için de etkilerinden bahsedebilir misin?
Ülkemizde eşi benzeri görülmemiş bir facia yaşadık. Bu bir ilk değildi, ne yazık ki son da olmayacak. Umarım hayatımız boyunca bir daha bu kadar büyük bir felakete hiçbirimiz şahit olmayız. O kadar çok insan hayatını kaybetti, o kadar çok insan sevdiklerini kaybetti ve o kadar çok insan evsiz, işsiz kaldı ki. Bundan sonra o kadar çok insanın hayatı asla eskisi gibi olamayacak ki. Böyle bir acıya nasıl dayanılır? Ne kadar yas tutulsa içimizde yanan ateş sönebilir? Dağlanmış yüreklerimiz ne kadar inzivaya çekilirsek soğuyabilir? Bunlar cevap verilebilecek sorular değil. Bunlar duygusal anlamda içinden çıkılabilecek, çözülebilecek şeyler değil. Zaman yaralarımızı sarmak için yavaş yavaş elinden geleni yapacak. Bekleyip göreceğiz. Bunlar olayın, nerde yaşıyor olursak olalım hepimizi yerle bir eden manevi yanları. Araya not düşerek şunu da söylemek gerekiyor; “Sanat sadece eğlence anlamına gelmez. Her duyguya hitap eder. Sanat, sanatçıların hayat üzerine tecrübeleri, duyguları ve kalpleriyle ortaya koydukları eserlerin tümünü kapsar.” Onu, sadece eğlence olarak göremez, şuursuzca bir eğlence hastalığıymış gibi kategorize edemezsiniz. Sanata böyle bir gözle bakmak büyük haksızlık olur. Sanat ihtiyacımıza göre şekil alabilir. Eğlence, hüzün, matem, huzur veya şifa. İhtiyacımıza göre herkesin yüreğine dokunmanın bir yolunu bulabilir. Diğer yandan yaşayan herkesi ister istemez bağlayan hayatın bir de maddi yanı var ki çok iyi bilirsiniz. Son derece acımasızdır. Bu gibi zamanlarda uzunca süreler işsiz kalmak sanatçıları zorunlu harcamalarını dahi yapamaz duruma düşürüyor. Bırakın kendi ihtiyaçlarını karşılayamama durumuna düşmeyi, yüreğinde varıyla yoğuyla depremzedelere yardım yapma arzusuyla yanıp tutuşan bir sanatçı olduğunuzu ama tam da o zamanlama ile işsiz kaldığınızı düşünün? Kendinizi nasıl hissedeceksiniz? Sorunun içinde teknik ekip adı altında geçen kişiler için de durum aynıdır. Sanatçı sahne alamazsa ona bağlı olarak geçimini sağlayan herkes işsiz kalmış olur.
Yardım konseri olmazsa konser ayıplanıyor gibi bir de algı oluştu son zamanda, bu konuda neler söylemek istersin? Ki siz de böyle bir etkinlikte yer aldınız, gerekli de.
Benim takıldığım nokta konser, yardım konseri olursa mübah, olmazsa çok ayıp gibi bir durum hissetmiş olmam. Katılır mısın bilmem.
Yardım konserleri yapıldı, yapılıyor ve elbette yapılmaya da devam edilecek. Depremzede vatandaşlarımıza yardımımız dokunmasından hepimiz ayrı ayrı büyük gurur duyuyoruz. Kimsenin yardım konseri olursa mubah olmazsa ayıp diyecek kadar şuursuz olabileceğine ihtimal vermiyorum. Sanatçılar da, sahne aldıkları mekanlar da, o mekanlarda çalışanlar da yaşamak için para kazanmak zorundadır. Sadece yardım konserleri verebilmeleri için bile yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayabilen sağlam sanatçılara ihtiyaç olduğunu zaten herkes biliyor.
Son olarak yeniden başladığınız sahne programınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Mart ayı Ağaç Ev ile başladı, sonrası eskisi gibi yoğun mu yoksa hala etkileri devam ediyor mu yaşadıklarımızın sahneler üzerinde?
Severek sahne aldığımız mekanlardan bir tanesi depremden sonra yıl boyunca canlı müzik yapmama kararı aldı. Umarız ilerde yeniden yollarımız kesişir. Boşa çıkan günlerimizi doldurmak adına temaslarımız oluyor. Yakında farklı mekanlarda denemeler yapmaya başlayacağız. Bunun dışında eskisi gibi devam edecektir diye düşünüyorum.
Acil Servis – Instagram | Spotify | Twitter | Facebook
Sami Ertan Kızıltan – Instagram | Twitter | Facebook
Her türlü durumda ruhunuzun dengesini bulmasını sağlamak zorundasınız. Bunu yapabilmek için önce kendinizi bilmeniz ve keşfetmeniz gerekiyor, neyi daha çok severek ruhumu temizliyorum bana ne iyi geliyor diye. Bana müzik iyi geliyor mesala , bu sebeple kendimi bildiğimden beri bu alanda elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum. En güzel zamanların olacağına da inanıyorum. Bu vesile ile sevgili Ertan Kızıltan ve Acil Servis grubundaki abilere sevgilerimi iletiyorum.
Merhaba,
Çok önemli bir konuda çok önemli bir sorunu gündeme getirdiğiniz için öncellikle çok teşekkür ediyorum. Ben uzun yıllardır, iyi bir seyirci olarak Kadıköy, Taksim vb. bir çok merkezde bir çok grup ve sanatçıyı takip etmeye çalıştım. Onları izleyerek ve dinleyerek destek verirken hayattan da bir o kadar keyif aldım. Onlarca güzel yıldan sonra yaşadığımız pandemide bu fedakar ve güzel yürekli insanların ne kadar zorluklar içinde kaldıklarına, zaten zor olan hayatlarının nasıl müzik ve sanat dışına itildiğine çok üzülerek şahit oldum. Acil Servis ve Sami Ertan Kızıltan özelinde tüm sanatçı kardeşlerimize umutlu güzel günler diliyorum ve inanıyorum ki o günler çok yakında. Sevgi ve selamlarımla.