Yaşanılan coğrafyaların tarihi, politik, kültürel, sosyolojik çerçeveleri birbirinden tamamen farklı. Özellikle ülkeler bazında düşünüldüğünde, aidiyet biçimleri, eğitim sistemleri ve kimlik unsurları ve siyaseti dahil olduğunda.
Sanat dünyasının genel dinamikleri —satış hacimleri ve koleksiyoner alışkanlıkları yüzünden— evrensel bir görsel dili ana akımlaştırmak suretiyle yakalamaya daha yatkın olsa da, eserlerin hikâye/künye bilgileri çağdaş, kavramsal, hatta deneysel ve soyut sanatta, yapıtın fiziksel varlığını tamamlayan en önemli unsurlar. Burada künyeden kasıt eser ismi, sanatçısı, yılı, malzemesine ek olarak, çalışıldığı bağlam.
Uluslararası etkinliklerde sergilenen sanatçılar, günümüz hassaslaşan dil ve politik doğruculuk trendleri kapsamında sıklıkla sosyal medya ve basın linçlerine, hedef göstermelerine maruz kalıyorlar. Eserin yaratıldığı sırada dünyada hakim zamanın ruhu ve/veya sanatçının yüklediği anlamın dedikoduya, röportajlara gerek kalmadan künyede yer alması; 1800’ler sonrasında, eserin ulaşılabilirliği ile ilgili hayati rol oynuyor. Zira ulaşılabilirlik yalnız fiziksel boyutu ile değil, anlamın yakalanması ve izleyici deneyiminin tamamlanmasında da büyük etkiye sahip. Bu gereksinim karşılanmadığında uluslararası sergi/fuarlarda sıklıkla artan ‘iptal kültürü’ne maruz kalınması kaçınılmaz bir hâl alıyor.
Seküler veya Hristiyan sanatçıların İslamofobik, Avrupalı beyaz sanatçıların ırkçı, protest sanatçıların ayrımcı, insan hakları aktivistlerinin duyarsız, erkek sanatçıların kadın düşmanı, batılıların koloni yanlısı algılanması büyük ölçüde bu bilgilerin aktarılamamasının getirdiği tahammülsüzlük sonucu.
Küratör ve eleştirmen düzeyinde de aynı sıkıntının farklı yansımaları hâlen giderilemediği gibi, giderilmeye de çalışılmıyor. Bağlamı/hikâyesini merak etmeden, eserin yalnız fiziksel varlığının hayal gücüyle birleştirilmeye çalışılarak —fal bakarcasına— yorumlanması; anlam ve yapıt arasındaki boşluğun artarak devam etmesinden başka bir şeye hizmet etmiyor. Akademide, sanat dünyasında, basında, klasik sanatın yüzyıllar önce geçerliliğini yitiren modellerinin yansımaları, gelişimin önünü kapatmaya devam ediyor.